Avrupa ve Türkiye taşıma ve dağıtım piyasasında enerji dönüşümü, elektrikli araçlar, taşınan yük ve alınan yol üzerinden karbon salınımı hesabı (VECTO) gündemde önemli bir yer tutuyor. Buna ek olarak, yurt içi ve uluslararası karayolu taşımacılığında uzun mesafeler kat eden, şehirler, bölgeler, sınırlar ve kıtalar arasında taşımacılık yapan sürücü eksikliği de ciddi bir sorun. Ticari taşıt tasarımcıları ve üreticileri, sürüş destek sistemleriyle sürücülerin işini kolaylaştırmış olsa da, artan taşıma hacmi ve araç sayısına paralel sayıda sürücü bulmak ve onları filoda tutmak oldukça zor. Sürüş sürelerinin kontrolü, gümrük geçişleri, seyir yasaklarındaki beklemeler de durumu daha da karmaşık hale getiriyor, nitelikli sürücü ihtiyacı artıyor.
Öngörülü bakım sistemleri, sürpriz arızaları ve yolda kalma durumlarını azaltırken, kabin konforu sürücülerin işini kolaylaştırıyor. Ancak bu teknolojik gelişmelere rağmen Batı Avrupa ülkeleri işletmeleri uzun süredir; Türkler son yıllarda, uluslararası yol tecrübesine sahip, güvenilir, belirli bir sürüş deneyimi olan, yük ve evrak yönetimi konusunda uzman sürücü bulmakta zorlanıyorlar. Daha önce Doğu Avrupa ülkelerinden gelen sürücülere yönelim varken, son dönemde Türk sürücüler daha çok rağbet görüyor. Ancak bu durum, Türk firmalarının rekabet gücünü zayıflatıyor ve sürücüler ile şirketler arasındaki çalışma huzurunun azalmasına yönelik sorunları beraberinde getiriyor.
Kadın sürücülerin istihdamı, sürücü eksikliği sorununa çözüm olarak gündeme geliyor. Şehir içi ve uluslararası taşımacılıkta kadın sürücülerin istihdamına yönelik çalışmalar, bu konuda öncülük eden şirketler tarafından yürütülüyor. Ancak kadın istihdamının bu soruna çok sınırlı bir katkı sağlayacağı görüşü yaygın. Sürücülerin hayatını zorlaştıran mesleki tanımlama, hukuki netlik, ücretlendirme, mola yerlerinin yetersizliği, toplumsal bakış açısı, mesleki saygınlık gibi temel konularda iyileştirmeler yapılmadan bu mesleğe olan ilginin artması beklenmiyor.
Taşıt teknolojisindeki iyileşmelere rağmen, tarih boyunca taşımacılıkta yaşanan temel zorluklar ve tehlikeler, yeni koşullarda farklı şekiller alarak devam ediyor. Kaçak göçmenler, sorunlu yükler, cezalar, iklim koşullarının oluşturduğu tehlikeler ve yol güvenliği hâlâ ciddi sorunlar. Sürücüler, yerleşik hayattan kopuk, evlerinden ve sevdiklerinden uzakta bir hayat sürdürüyor.
Uluslararası taşımacılıkta, Türk taşıma şirketleri ve sürücüler için en büyük zorluklardan biri sürücü vizeleri ve bu vizelerin maliyetleri. Kadın ya da erkek sürücüler için, vizelerin kaldırılması ya da ticari taşıt kullanımında çok daha uzun süre geçerli hale getirilmesi gerektiği belirtiliyor. Ancak bu durum, günümüz uluslararası ilişkiler ve diplomasi koşullarında çözülmesi zor bir mesele olarak kalmaya devam ediyor. Türk sürücüler, gümrük geçişlerinde ve seyir yasaklarında, takometre süreleri nedeniyle, yükleme ve boşaltma beklemeleri sırasında sürüş zamanından daha fazla vakti mola ve bekleme ile geçiriyor. Bu durum, kadınların uzun yol taşımacılığına ilgi duysa bile bu meslekte uzun süre kalmalarını zorlaştırıyor. Ancak kent içi yolcu taşıma ve dağıtım işlerinde kadın sürücülerin yaygınlaşması mümkün görünüyor.
M.Vahit Mahmatlı
vahit@mayadergi.com