Cumhuriyetin 100. yaşına tanıklık ederken, son elli yılı yaşayarak, ondan önceki yılları dinleyerek, okuyarak öğrendik, değişimin tanığı, nedeni, etkileneni, etkileyeni olduk. Kısaca Cumhuriyet biziz…
100. yılda Cumhuriyetimizle ve kendimizle gurur duyabiliriz. 100 yılda yaptıklarımızın ve yapamadıklarımızın bir hesabını yapacak olursak, temel konularda başladığımız noktaya göre önemli ilerlemeler sağladığımızı görürüz.
Cumhuriyetin temel tercihleri, sınırları, yönetim yapısı, siyasal yöneliş ve tercihler, içeride ve dışarıda yaşanan, zaman zaman çok güçlü etkileri olan eğilimlere rağmen esnese de değişmedi. Bu bir başarıdır.
Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının Cumhuriyeti emanet ettikleri gençlik ve yeni nesiller sorumluluklarını eksik ve hatalarla da olsa yerine getiriyorlar.
Tüm kesim ve katmanlardan kendi alanlarında dünyayı tanıyan, anlayan, yorumlayan, çalışan vatandaşlara sahibiz. Cumhuriyet vatandaşlarının 100 yıl boyunca başarılı oldukları alanların başında, bir devletin ekonomik bütünlüğünün temeli olan ulaşım ağı ve ulaşım araçları endüstrisinin kurulmuş olmasını sayabiliriz.
10. yıl marşında öğünülen, ulusallaştırma ve yeni hatlarla uzayan demir yolu ağı bir süre duraklamadan sonra yeniden uzuyor. Türkiye Cumhuriyeti kara yolu ağı uzunluğu ve yapısı ile çağdaş standartlarda. Hava ulaşımında, Türkiye’nin coğrafi büyüklüğüne ve hız ihtiyacına cevap verecek bir ağa, havacılık işletmelerine, hava meydanlarına ve ulaşımın her alanında yetenekli insan kaynağına, çağdaş standartları benimsemiş eleman ve işletmecilere sahibiz. Bu hizmetlerin devamlığını sağlayan ekonomik ölçekte yolcu ve yük talebinin devamlılığı da çok önemli bir varlık.
Ulaşım araçlarını en ileri standartlarda, dünyanın en gelişmiş ülkelerinin standart ve isteklerine uygun tasarlayacak, üretecek, satacak, satış sonrası hizmetleri yürütecek, dijitalleşmeden karbonsuzlaşmaya, sürüş destek sistemlerinden sürücüsüz kendisürer (otonom) araç sistemlerine kadar tüm gelişmelere entegrasyonu sağlayacak insanlarımız ve endüstrimiz var.
Bu endüstrinin gücünü, varlığını ve ürünlerini, uluslararası fuarlarda net bir şekilde piyasa ve pazar koşullarında rekabet ederken görüyoruz. Bunun son örneğini Avrupa Birliği’nin siyasal başkenti olan Brüksel’de düzenlenen otobüs fuarında gördük.
Türkiye katılımcıların ülkelere dağılımında ilk sırada idi. Türk otomotiv sektörü, otobüs gibi onlarca insanı aynı anda taşıyan, yüksek güvenlik ve konfor gerektiren, otomotiv ürünleri içinde fiyat ve katma değeri yüksek bir alanda başarılı olduğunu ortaya koydu. Türk katılımcılar kendisürer (otonom) araç çözümlerinden hidrojen yakıtlı otobüslere kadar çok çeşitli uygulamalarıyla fuarda beğeni topladılar.
100 yaşındaki Cumhuriyet, bizim cumhuriyetimiz. Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Cumhuriyeti kuranlara minnet ve teşekkür borçluyuz. Cumhuriyetin vatandaşı olarak kendimize, birbirimize, gelecek kuşaklara çalışkanlığın, hukuk ve estetiğin öneminis ve en hakiki yol göstericinin bilim olduğunu unutturmamak gibi bir borç ve sorumluluğumuz var.
M. Vahit MAHMATLI
vahit@mayadergi.com