Yılın ilk yarısı, Covid-19 adlı bir virüsün küresel salgınının oluşturduğu dehşetle geçti. Karmaşa, kayıplar, tedbirler bugün de sürüyor. Yılın üçüncü çeyreğinde normalleşme, kontrollü bir sosyal ve ekonomik iyileşme beklentisi içindeyiz. Türkiye’nin çevresinde yaşanan ve neredeyse kronikleşen sorunlar sürerken, bunların coğrafi yayılma alanını genişleten siyasal olayların da tanığı oluyoruz. Tüm bunlara rağmen otomotiv ve ticari araç sektörü varlığını sürdürmeye, işlevini yerine getirmeye çalışıyor. Bu olumsuzluklara son olarak döviz fiyatlarındaki yeni dalgalanma ve artış da eklendi. Böylesi bir ortamda hizmetlerin aksamadan sürmesi ve sosyal bir panik yaşamamış olmamız Türkiye’nin, Türk ekonomisinin ve sosyal yapısının gücünü gösteriyor.
Otomotiv ve ticari araçta üretim ve ihracat en ağır koşullarda sürdürülüyor. Ticari araç üreticileri, iç pazardaki dalgalanma ve belirsizlikler nedeniyle ihracat pazarlarına yönelik üretim yapmak, iç pazardan gelen talebi de kesintisiz ve hiç bir spekülasyona meydan vermeden karşılamak için var güçleri ile çalışıyorlar. Covid sarsıntısından sonra gelen kur tusinamisi, piyasalara ve sektörlere hasar verse de, güven kaybı ve yıkıcı etkiyi önlemeye yönelik tedbirler alınıyor. İthalatçı firmalar satış ve satış sonrası hizmetlerini aksatmadan sürdürüyor.
Covid’in eğitimden turizme, düğünlerden fuarlara, şehirler ve ülkeler arası seyahatlere kadar olan etkileri, tüm sektörlerle birlikte çalışan ticari araç işletmecilerini de zorluyor. Buna işletmeciler ve sürücüleri, işlevlerini ek sağlık önlemleri almış olarak, artan yakıt fiyatları ve düşen gelirlerine rağmen sürdürüyorlar. Sisli ortamda önünü bir parça görebilen taşıma şirketleri araçlarını yenileme, filolarını zinde tutma, işlerine yatırım yapma isteklerini ortaya koyuyorlar.
Bu dönemde satış sonrası hizmetler, filolalara yapılan düzenli bakım hizmetleri de daha önemli bir hale geldi.
Önümüzdeki dönem küresel Covid-19 salgınının etkilerinin azalması, etkili bir aşı geliştirilmesi ve yeni yatırım projelerinin ortaya çıkmasıyla birlikte her alanda taşıma hizmetine olan talebin artması durumunda, ticari araçlara yönelik talebin hızla karşılanamayacağı da öngörüler arasında. Türkiye iç pazarının yapısı nedeniyle, üretim kapasitelerini kullanmak ve öngörülebilir bir üretim yapmak isteyen üreticiler, ürünlerinin önemli bir bölümünü zorluklara rağmen ihracat pazarlarında değerlendiriyorlar. Taşıma ve bazı hizmet şirketleri de hizmetlerini yurt dışında kurdukları firmalarla sürdürmek istiyorlar.
Tüm bu dalgalanmalar ve gelgitler arasında hizmet standartlarını tutturmak, ani karar değişiklikleri ile baş etmek, hem insanlar hem kurumlar için kolay olmuyor. Buna rağmen Türkiye’nin tüm sektörleri zorlukları geleceğe olumlu bakarak aşmaya yönelmiş bulunuyor.
M. Vahit Mahmatlı
vahit@mayadergi.com