2030 yılında Dizel kullanımı azalacak. 2027 yılında yakıt hücreli kamyonlar, dizel kamyonlar ile başa baş yarışacak. 2030 yılında toplam masraflarda dizele karşı daha hesaplı duruma geçmiş olacaklar.
Yakıt hücreli kamyonların inanılmamz bir potansiyali var. Bu tip kamyonlar kısa bir süre sonra dizel kamyonlar ile yalnızca rekabet etmekle kalmayacak, aynı zamanda onları uzun yollarda sollayacak diye Avrupa’da düşünülüyor. Tahminler gün geçtikçe daha gerçekçi oluyor ve bu tip kamyonların üretimi ve kullanımı artıyor. Kamyon üreticileri, tedarikçiler ve enerji tedarikçileri artık bir araya geliyor ve hükümetlerden Ar-Ge gibi konularda destek de bekleniyor.
Yakıt hücreli kamyonlar emisyonsuz oldukları için masraflarda da dizelin altına düştükleri zaman yolları tamamen açılmış olacak. Yapılan araştırmalarda en önemli sıfır emisyonlu ticari araçlar yakıt hücreli olanlar olarak kabul ediliyorlar. Yakıt hücreli kamyonlar çevreye en duyarlı, alternatif enerjili ağır yük araçları çözümü olarak uzun süredir zaten kabul ediliyorlar. Avrupa Birliği ve üreticilerin birliği olan ACEA’da 2050 yılına kadar AB tarafından konulan karbondioksit azatlımı hedefine ulaşmak için şu anda başka bir çözüm bulabilmiş değil. Avrupa Birliği komisyonu bu hedef için yani sera gazı nötr olan çözümleri için yakıt hücreli kamyon sistemini gözüne kestirmiş durumda. Çalışmalar bu temel üzerinde devam ediyor.
2030 yılında yollara çıkacak olan yeni yakıt hücreli kamyonların sayısının 60.000 adet olacağı hesaplanıyor
Çoğu insana göre çok hızlı bir şekilde gerçekleşen ise, şu anda Avrupa birliğinde birçok filonun deneme amaçlı da olsa yakıt hücreli kamyonları kullanmaya başladığı biliniyor. 2030 yılında yollara çıkacak yeni kamyonlar içerisinde 60 bin adetinin yakıt hücreli kamyon olacağı daha şimdiden hesaplanıyor. Bu adetler ise Pazar payının %17 olacağını ortaya koyuyor. Bu senaryo bile asgari temel senaryo olarak kabul ediliyor. En iyi durumda da yakıt hücreli araçların Pazar payının %51 olacağı daha şimdiden hesaplanabiliıyor.
Çekiciler ile yapılan Uluslar arası uzunyol yılda 140.000 kilometre, 27 tonluk ve fabrika, kapalı tesislerde yılda ortalama 90.000 kilometre ve dağıtım taşımasında kullanılan 18 tonluk araçları da yılda ortalama 60.000 kilometre yol yaptığı varsayılarak yapılan çalışmalarda ağır vasıta taşımacılığı karbondioksit emisyonlarının %53’ü ve tüm ortalamalarda ise %70’ini alarak ortaya çıkarılan değerler sonucu, bir değerlendirme çalışması yapılmış. Yakıt hücreli ağır vasıtaların, uzun yol için kullanımının, en iyi tasarruf örneği olarak ortaya çıkmış bulunduğu tesbit edilmiş bulunuyor.
Yapılan çalışmalarda yakıt hücreli ağır vasıtaların yalnızca dizele karşı değil diğer alternatif yakıtlı araçlara karşı da (CNG-LNG) 2030 yılında sahip olma TCO masrafında en düşük olacağını göstermiş bulunuyor. 2023 yılına kadar avrupa da %18-23 arasında kdv oranına sahip oluyor. 2027 yılında ise diğer araçlar ile aynı oranlara çıkıyor ama faydalı yükünün dizel araçlara göre daha az olması, onun bir dezavantajı oluyor. Bu durumda bataryaların ağırlığı araçların daha az faydalı yük taşımasının nedeni oluyor. Bataryaların ağırlığı toplam sahip olma masrafının da biraz daha yüksek olmasına neden oluyor.
2023 yılına kadar yakıt hücresi bulunan kamyonların filolarda fazladan bir %18 kadar daha fazlaya mal olmasının planlanması gerekiyor. Yakıt hücreli kamyonların işletmesi 2030 yılından itibaren diğer tüm farklı yakıtlarla çalışan kamyonlara göre daha ucuz olacak. Dağıtım kamyonlarında yakıt hücresi kullanıldığında ise bu kamyonlar 2027 yılından itibaren rekabete girebilecek.
2023 yılına kadar ise yakıt hücreli dağıtım kamyonları %11 oranında daha masraflı olacaklar. Ama dağıtım kamyonları, bir zaman sonra bataryadan elektrikli dağıtım kamyonlarına göre daha masraflı olacaklar. 2030 yılına doğru diğer zorluk veya engeller ise; yakıt hücrelerinin kısıtlı bir kullanım süresine sahip olması ve yakıt istasyonu ağının da çok iyi olması gerektiği. Ama tüm bu bahsedilenlerin hiçbirisinin gerçek anlamda negatif bir unsur olmadığı düşünülüyor.
Avrupa birliğinde devletlerin de Ar-Ge için toplamda 470 milyon Euro tutarında destek olması isteniyor. Ancak bu şekilde ticari kullanımların yolunun açılacağı düşünülüyor. Bunun da karşılığının olduğu ve ihracat ile kazanılacak paranın da tüm bu masrafları karşılayacağı belirtiliyor. Yapılan çalışma Avrupa “Organisation Fuel Cells and Hydrogen Joint Untertaking” FCH JU adlı organizasyona ait. Bu organizasyonun bir üyesi de Avrupa Birliği Komisyonu.